5 yıl önce Agos gazetesi önündeki silahlı saldırıda öldürülen gazeteci Hrant Dink anıldı.
Agos gazetesi Genel Yayın yönetmeni iken 5 yıl önce uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Hrant Dink için kalabalık bir grup Taksim'den Şişli'ye yürüdü.
GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ
Kendilerine ''Hrant'ın arkadaşları'' adını veren grubun çağrısı ile Taksim Meydanı'nda bir araya gelen binlerce kişi üzerinde Türkçe ve Ermenice ''Hepimiz Hrant'ız Hepimiz Ermeniyiz'' yazılı pankart açarak, cinayetin işlendiği Şişli'deki Agos gazetesinin önüne yürüyüşe geçti.
Yürüyüş sırasında katılım sayısı 20 bin olarak belirtilirken, gazetenin önünde bekleyenlerle ve sonradan katılımlarla bu sayının giderek arttığı ifade edildi.
Cinayetin işlendiği yere Hrant Dink'in fotoğraflarının bulunduğu dövizler, kırmızı karanfiller ve mumlar bırakılırken, gazetenin bulunduğu Sebat apartmanına da ''5 değil 95 yıl geçse bu dava böyle bitmez'' yazılı pankart asıldı.
Hrant Dink ve muhtelif saldırılarda hayatını kaybedenler adına yapılan saygı duruşunun ardından, Dink'in kendi sesinden nasıl tehditler aldığı katılanlara dinletildi. Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, cinayetin işlendiği yere bir demet karanfil bıraktı.
Daha sonra konuşan Hrant Dink'in arkadaşı gazeteci- yazar Karin Karakaşlı, Dink'in öldürüldüğü 19 Ocak tarihinin bir anma günü olarak algılanmaması gerektiğini vurgulayarak, ''Bu topraklarda ayrı ayrı yaşatılmış ne kadar acı varsa, hiçbirinin anması olmadı. Herkes acısının olduğu o tarih geldiğinde kendince bir başına kahroldu'' dedi.
Karakaşlı, Hrant Dink'in ölümünün birçok acılı insanı bir araya getirdiğini kaydederek, ''Çünkü Hrant Dink, bu ülkenin bütün acılarının dermanına talipti. Onu güpegündüz sırtından vurdular. Hepimizi de o cinayete görgü tanığı kıldılar. Kompartıman usulü ayrı ayrı yaşamamız buyrulmuş ne varsa, bir kıldık. Bu büyük oyunu Hrant'ın birleştirici ruhu ile bozduk'' diye konuştu.
Silinen telefon kayıtları, kaybolan deliller, imha edilen raporlar ve başlatılmayan ya da üstü kapatılan soruşturmaların cinayetin ardından çorap söküğü gibi devam ettiğini iddia eden Karakaşlı, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yargıtay, cinayete giden süreçteki rolüne inat bir kez de adalet adına temyiz mekanı olsun. Bunları yapmak borçtur, yükümlülüktür, şarttır. Çünkü bize yaşatılan ayıptır, zulümdür, günahtır. Hrant Dink'i hepimiz kaybettik. Ama biz Ermeniler için onun kaybı farklı bir yoksunluktur. 2007, 1915'e geri ışınladı bizi. Demek hem Ermeni, hem de yurtsever olan bir insanı öldürmek bu kadar kolaydı, bu kadar mübahtı. Şu kaldırıma dikilen taş Dink kadar diğer tüm susturulan aydınların ve isimsiz, mezarsın bütün kurbanların da simgesiolsun.''
Mahkemenin cinayetle ilgili verdiği karar ile birlikte bir çok insanı yeniden cinayet gününe götürdüğünü ifade eden Karakaşlı, Dink'in hayatta olması halinde tüm Türkiye'yi bir arada görmek isteyeceğini kaydetti.
Karakaşlı, Dink davasının bitmeyeceğini belirterek, ''Artık köprüden önceki son çıkıştayız. Oradan hakkıyla geçmeden tamamlanacak ödeşme yok. Kurulacak düş, inanılacak adalet yok. Yaşanacak memleket de yok. Öbür türlüsü sadece yalan olur. Bir gün başımıza yıkılır. O yüzden gün söz söyleme değil, söz vermek zamanıdır. Söz verelim mi birbirimize, bu dava daha bitmedi, insanlık daha ölmedi, devlet daha hesabını vermedi. Sözümüz söz olsun, adaletsizlikle yaşamak hepimize haramdır'' şeklinde konuştu.
Açıklamanın ardından Dink'in eşi Rakel Dink ve oğlu Arat Dink, gazetenin penceresine çıkarak törene katılanları selamladı.
Yürüyüşe tekerlekli sandalye ile katılan CHP Milletvekili Şafak Pavey de gazetecilerin soruları üzerine, Hrant Dink davasının dünyanın bir aynası olduğunu kaydederek, ''O ayna alınan kararla kırıldı. Şimdi hep birlikte, olmayan adalet, korunmayan vatandaşlar ve Hrant için yürüyoruz. Bu kararın sahipleri, gelecek kuşaklara karşı büyük utanç duyacak'' dedi.
Anma törenine BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP milletvekilleri Sebahat Tuncel, Sırrı Süreyya Önder, CHP Milletvekilleri Musa Çam, Mahmut Tanal, Binnaz Toprak, Kadir Gökmen Öğüt, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Has Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu, DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, yazar Vedat Türkali, Aydın Engin, sanatçı Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya, sanatçılar, Yavuz Bingöl, Onur Akın ve Ahmet Mümtaz Taylan'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.
Törenin ardından bazı gruplar Taksim meydanına doğru yürüyüşe geçerken, anma boyunca trafiğe kapalı tutulan Halaskargazi Caddesi de trafiğe açıldı.
Bodrum ve Edirne'de de, karar protesto edildi
Bodrum, Edirne ve Diyarbakır'da Hrant Dink cinayeti davasındaki karar protesto edildi.
Bodrum Belediye Meydanı'nda toplanan bazı siyasi partilere mensup bir grup, sloganlar atarak Hrant Dink'in fotoğrafının önüne kırmızı karanfiller bıraktı.
Grup adına basın açıklamasını okuyan Kazım Öztürk, Hrant Dink'in ölüm yıl dönümüne 2 gün kala mahkemenin verdiği kararı unutmayacaklarını söyledi.
''Sarı Gelin'' türküsünün hoparlörden dinletildiği eylem, olaysız sona erdi.
-Edirne-
Edirne'de bir grup üniversite öğrencisi, Hrant Dink cinayeti davasında alınan kararı protesto etti.
Trakya Üniversitesi'nde okuyan bir grup öğrenci, Hrant Dink cinayeti davasında alınan kararı protesto etmek amacıyla Saraçlar Caddesi'nde toplandı.
Çeşitli sloganlar atan grup adına bir açıklama yapan grup adına Fırat Biter,alınan kararı protesto ettiklerini söyledi.
Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı eylemde grup, basın açıklamasının ardından dağıldı.
-Diyarbakır-
Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, baro binasında İnsan Hakları Derneği, Mazlumder ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı şubesi temsilcileriyle düzenlediği basın toplantısında, 5 yıl önce bugün Dink'in katletildiğini, cinayeti herkesin gördüğünü ve kendisine önceden bunun bildirildiğini savundu.
Dink'in de kendi köşesinde ''Kral hep çıplaktı bizler için. Bu kez sadece çıplak değil, çıplağım'' diye bağırdığını ifade eden Aktar, şöyle dedi:
''Görmeyen zihniyet bu kez duymamıştı da. Bu cinayeti simit satan çocukların tek başlarına işlemediği bellidir. Ergenekon örgütünün Trabzon ayağının işlediği karanlık bir cinayettir. Dava kamu vicdanını tatmin etmeden karara bağlandı. 5 yıl oldu tetiği çekeni içeri attılar ama tetiği çektirenlere dokunmadılar. 'Beni öldürecekler, güvercin ürkekliğinde yaşıyorum' diyerek, uyarmasına rağmen onu kimse korumadı. Katledilişinin 5. yıl dönümünde bu kez yargı yolu ile ikinci kez vurdular Hrant'ı. Bu cinayet örgütlü, planlı ve güvenlik birimlerinin bilgisi ve gözetimi altında işlenmiştir. Dink cinayetinin Malatya Zirve Yayınevi katliamı ve Trabzon'daki Rahip Santoro cinayetleriyle alakalı yönleri olmasına rağmen 'illiyet' bağı kurulmasını sağlayacak delilleri araştırma, inceleme gereği duymayan mahkeme devleti koruma refleksiyle kamu vicdanına aykırı karar vermiştir.''
AA
yakamoz02